Kötü bir deneyim ya da hissinizden bahsettiğinizde muhtemel olarak “olumlu düşün olumlu olsun” gibi şeyler duymuşsunuzdur. Peki, bu sözler size şefkat vermek, sizi anlamak, duygunuza eşlik etmek yerine yalnızca deneyiminizi mi örtmüyor muydu?
Toksik pozitiflik; hayatın sadece olumlu atfedilen yön ve duygularına odaklanılarak; mutluluğun ve iyimserliğin aşırı ve ilgisiz şekilde genellenmesi, mutsuzluğu tetikleyebilecek her durumdan kaçınılması; bu yolla kişinin duygusal deneyiminin küçümsenmesi, inkârı, görmezden gelinmesi ve sonunda kişinin otantiklikten uzaklaştırılmasını ifade eder. Yani pozitif olma durumu bunlardan birine yol açıyorsa toksik hale gelir.
Toksik pozitiflikte motivasyon, hayatın olumsuz yönleri ve zorlu/negatif duygular görmezden gelinerek etkisinin azalacağı ve daha mutlu olunacağı düşüncesi olabilir. Oysa duygusal süreçler ve beynimiz bu şekilde çalışmadığından bu durum ancak ötekinin yok sayılması, olumsuz atfedilen hisler nedeniyle utanç duyması, gerçek hislerin örtülmesi ve bastırılması, gerçek bir ilişki kurulamaması, kendine yabancılaşma, başarısızlık inancı ve sosyal yalnızlık ile sonuçlanır. Yani sonunda daha iyi değil, daha “kötü” hissetmeniz anlamına gelir.
Olumsuz duygular görmezden gelindiğinde uzun vadeli tek sonuç, bu olumsuz duyguların daha da büyümeleri olacağı gibi duygunuzun size getirdiği bilgiyi de kaçıracak ve bu duyguyu görmemek için yaptığınız her hamlede hayatınızı daha da ele geçirecek ve kalıcılaşacaktır.
Klinik Psikolog Simay Liça